E-Spor alanında başarıya ulaşmış oyuncular neler yapıyorda bu kadar profesyonel oluyorlar. Evil Geniuses’ten ppd ve UNiVeRsE neler yapıyor? Hayatları nasıl bir işleyiş içerisinde, hepsi ve daha fazlası yazımızda.
Bildiğiniz gibi günümüzün popüler spor dalllarından birisi olan E-Spor’da profesyonel oyuncular başarıdan başarıya atlıyorlar. Çeşitli turnuvalar ile yüksek miktarda ödül alan bu vatandaşların yaşlarının da küçük olması ve özellikle lise yıllarını geçiren gençler tarafından imrenerek takip edilmekteler. Peki ya bu profesyonel oyuncular neler yapıyorlar? Hayatları nasıl bir disiplinde ilerliyor? İşte bu soruların cevaplarını uzunca bir yazı ile sizlere aktarmaya çalışacağım.
Gerek League of Legends, gerek DotA 2 ve Counter Strike: Global Offensive gibi birçok oyunda gördüğümüz aktif e-sporcuların bu denli başarılı olmasının altında yatan sebepler sadece iyi oyun oynayabilmek ve iyi bir takım oyunu oynamak yatmıyor. Evet, bu elemanlar zaten bu tarz oyunlarda dünyanın en iyileri arasında tabiki de, ama bu elemanlara o kadar kupa ve para kazandıran sadece bunlar değil.
The Verge ekibinden bildiğimiz Vlad Savov’un 2 veteran DotA oyuncusu “ppd” olarak bilinen 22 yaşındaki Peter Dager ve UNiVeRsE olarak tanınan 25 yaşındaki oyuncu Saahil Arora yaptığı röportaj ile bir pro gamer’ın neler yaptıklarını anlatmış. Evil Geniuses (EG) takımında olan bu iki eleman yaşları genç olmasına rağmen “The International” olarak bilinen ve tüm DotA 2 oyuncularının hayali olan 1 Milyon Dolar ödüllü turnuvayı kazanmışlardı. ppd’nin kaptanlığında Team Newbee karşısında uğraş verdikleri final kapışmasını bileklerinin ve alın terlerinin hakkıyla kazanan EG ekibi 1M$ ödülü ile beraber DotA camiasında büyük bir saygı da kazanmışlardı. Ayrıca anektod olarak ekleyelim, EG ekibinin DotA 2 dışında LoL, CoD, StarCraft II ekipleri de bulunuyor.
Bu arkadaşlar gibi Pro-Gamer adınını taşımak da oldukça zor gibi görünüyor. Çünkü okul veya iş hayatınızı büyük ölçüde etkilemekte ve ülkemizde E-Spor dalında kendini kanıtlamak isteyen arkadaşlarımız da maalesef “oyun oynayacağına git ders çalış” gibi ebeveyn baskısı sebebiyle zaten bir ciddi engel ile karşılaşılaşılıyor. Yani özellikle ülkemizde bu konu üzerinde ciddi bir çözüm gerekli. Ki hala oyun oynamanın spor olmadığını sanan bir kesim dahi varken çıkıp “Ben bir e-sporcuyum” demek bile oyunlar ile içli dışlı olan kimseler dışında pek bir etki uyandırmıyor.
Örnek olarak EG takımından bahsedecek olursak ppd ve UNiVeRsE için en büyük sorun Amerika’daki saat farkıydı. Bu nedenle genellikle yapılan önemli antrenman maçları ve serverların iyi elemanla dolu olduğu saatler ABD’nin sabah saatlerine denk geliyor. Bu sebeple de bu arkadaşlarımız okullarından biraz uzak kalmışlardı. Tabi bir de tek oyunculu oyunlarda Twitch vb platformlarda yayın yapmaları da gerekli, sonuçta EG ekibini severek takip eden binlerce insan bulunuyor. Yani hayatlarının merkezlerinde DotA 2 gibi bir gerçek olmak zorunda gibi.
The International’a katılmak ise öyle o kadar kolay birşey değil. Çünkü LoL’deki gibi katılabileceğiniz turnuvalar yerine Valve tarafından davet ediliyorsunuz. Bu daveti kapmak için de hem Twitch’te hem de çeşitli orta seviye turnuvalarda kendinizi göstermeniz ve DotA çevresinde ünlü biri gibi konuşulmanız gerekli.
DotA oyunu özellikle Çin merkezli uzak doğu bölgelerinde ve eski Sovyet Rusya’yı düşünürsek o çevrelerde yaygın olarak oynanıyor. Tabii son dönemde ABD’de de oldukça oynanmakta ve ülkemizde de gösterilen itibar her geçen gün artmakta. (Hemen bir anektod daha, DotA 2 The International’da 27 Çin, 12 Ukrayna, 9 ABD vatandaşı oyuncu vardı, Türk oyuncu maalesef yok)
Bir de şu var, LoL ve DotA, bundan 3-4 sene öncesinde adı bile çok bilinmeyen oyunlar iken Riot Games ve Valve’in oldukça başarılı stratejileri ile şimdi milyonlarca takipçiye ve oyuncuya sahipler. Twitch üzerinden günün her bir anında bu iki oyunu oynayan binlerce insan görebilirsiniz. Demek istediğimiz bir anda acayip coşan bu oyunlarda arkada biriken binlerce hatta milyonlarca oyuncun da payı oldu. Yenilerin birçoğunun merakı ise “Nasıl eğlenirim?” yerine “The International’e nasıl gidebilirim?” merakı oldu. Ancak “Abi o takımların arkasında Logitech, Razer, Monster, Lenovo vb firmalar var biz ne yapalım ki dandik pc ile!” sorunsalı da oluyor. Bir yerde haklılar tabikii, ama şöyle bir şey var. Bu adamlara Monster gelip “Beyler DotA 2 diye bir oyun var, siz oynayın ben size para vereyim” diye gelmedi. Bu çocuklar çalışıp çabalayıp buralara ve bu sponsorlarla iş almayı başardılar.
Bunlar için gereken şey ilk olarak internet hızının iyi olması ve küçük de olsa bir yatırım. Küçük yatırımı da yapabilecek tek kişi ebeveynleriniz olabilir. Yani size DotA veya LoL hiç farketmez, hangi oyunda iyiyseniz o oyununuzu rahat rahat oynatacak bir masaüstü sisteminiz olmalı. Bunun yanı sıra internet bağlantınızın da lag olmayı önleyecek, ping seviyesini coşturmayacak bir bağlantı tercih etmelisiniz. Bu da ülkemizde ekstra bir dezavantaj. Çünkü oldukça pahalı olan internette sizin biraz daha iyi internet istemeniz aylık bazda biraz üst seviye miktarlara çıkmanıza yol açacak gibi görünüyor.
Daha sonra kuracağınız ekip ile hem sosyal hayatta hem de sanal ortamda çok iyi anlaşıyor olmanız gerekli. (Hadi sosyal ortamda kanka olun demiyorum, ama en azından sanal ortamda birbiriniz ile çok iyi iletişiminiz olmalı) Bu ortam yoksa solo olarak Twitch deneyimi de ayrı bir seçenek olarak karşınıza çıkacak sorunlardan sadece bir tanesi. Ama şimdiden binlerce yayıncı varken yer edinmeniz de biraz zor gibi. Hem farklı hem de zevkli bir oyun göstermelisiniz. Kendinize özgü olmasılısın herhangi birinin izinden yürümemelisiniz. Kamera karşısında da iyi olmak gerekli canlı yayın yapılacağı zamanlarda.
Geçtik bunları bunlar dışındaki en önemli sorun ve gereken şey ise aile desteği. Bu bizim düşüncemize göre en ciddi önem. Çünkü sizin aklınıza gelen her iyi oyuncunun arkasında ailesi bulunuyor. Maddi durumu düşünmeden anne baba tarafından sağlanacak “Benim evla dıme-sporcu. Biz de sonuna kadar destekliyoruz” düşüncesi sizin için varsa gerisi yavaş yavaş gelecektir. Hadi The International kadar büyük bir etkinliğe olmasa da Dark Passage’ın Türkiye Büyük Finali şampiyonluğu çok da uzak sayılmaz. Kişi bu seneki finalde bildiğiniz gibi Beşiktaş da vardı. Daha yeni bir takım bildiğiniz gibi. Bu da diğer takımların bu alana yönelmesi ve e-spor’un ülkemizde popülaritesine ciddi bir etki uyandırdı gibi.
Yani siz kendinizi geliştirmeye ve ailenizin desteğini arkanıza aldıysanız yapağınız ciddi bir planlama ile (okulunuza da gereken önemi vererek) ilerleyen zamanlarda binlerce kişinin canlı olarak heyecanla takip ettiği bir pro-gamer olabilirsiniz.
Konuyu şöyle bir toparlamak gerekirse uyuyup uyanma saatleriniz, yeme içme alışkanlığınızın sabit olması gerekiyor. Sonuçta uzun ve yorucu maçlar olması halinde yorgun düşebilirsiniz. Enerji içeceklerini içmek yerine sizin yeme içme düzeninizin olması halinde buna gerek kalınmayacak. Sisteminizin bir nebze iyi olması gerekirken aile desteği en önemli detay olarak kaşınıza çıkıyor. Ülkemizde de bunu okulunuzu asmadan okulunuza göre bir plan program yaparak tabikii de ayarlayabilirsiniz. Gerisi de sizin oyundaki yeteneğinize ve takım olarak taktik seçimleriniz ve uyumunuza kalacaktır. Ama bu tarz durumlardaki ilk şart tabiki “iyi olmak”. Yani DotA, LoL, CS:GO hiç farketmez. Genel olarak oyunu çok iyi tanıyan, dinamiklerini iyi bilen bir oyuncu değilseniz ilk önce kendinizi maalesef geliştirmeniz gerekiyor. Bu durum yoksa diğerlerinin olması da pek bir işe yaramayacaktır.
