GSM Birliği (GSMA) kısa süre önce yayınladığı 2023 yılı Mobil İnternet Bağlanabilirlik Raporu ile küresel akıllı telefon sahipliği ortamına ışık tuttu. Rapora göre yaklaşık 4,3 milyar kişi, yani dünya nüfusunun %55’i, akıllı telefon sahibi olmaktan gurur duyuyor. Bu akıllı telefon kullanıcılarının 4 milyarı mobil cihazları üzerinden aktif olarak internete erişiyor.
GSMA raporunda dikkat çeken bir bulgu, farklı bölgeler arasında mobil internet erişilebilirliğindeki önemli eşitsizliktir. Kuzey Amerika, Doğu Asya ve Pasifik’te akıllı telefon sahiplerinin %69’u 4G özellikli cihazların avantajlarından faydalanıyor. Buna karşılık, Sahra Altı Afrika ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika, kullanıcıların çoğunluğunun hala 3G bağlantısına güvenmesiyle geride kalıyor. Bu bölgelerde her üç mobil kullanıcıdan biri 3G internet kullanmaya devam ediyor.
Mobil internet kullanımındaki kayda değer artışa üzücü bir istatistik eşlik ediyor: dünya genelinde yaklaşık 3,4 milyar insan hala internete bağlı değil. GSMA’nın verilerine göre, küresel nüfusun %38‘i mobil genişbanta erişimi olan ancak bunu kullanmayan bölgelerde yaşıyor. Bu dijital uçurum özellikle nüfusun sırasıyla %59 ve %52‘sinin internet erişiminden yoksun olduğu Sahra Altı Afrika ve Güney Asya’da daha da belirginleşmektedir.
Raporda dikkat çeken bir diğer nokta da, dünya nüfusunun yaklaşık %8’ini oluşturan 600 milyon kişinin internet ihtiyaçları için hala özellikli telefonlardan yararlanıyor olmasıdır. Dijital okuryazarlık, güvenlik endişeleri ve ilgili içeriğin mevcudiyetiyle ilgili sorunlar da dahil olmak üzere çeşitli engeller mobil internet kullanıcılarının daha da genişlemesini engellemektedir. Bu engeller, akıllı telefon kullanıcılarının cihazlarını internet erişimi için tam olarak kullanmalarını engelliyor.
GSMA Genel Müdürü Mats Granryd, bu bağlantı açığının milyarlarca insan üzerindeki derin etkisini vurguladı. Bağlantı eksikliğinin bireyleri hayati hizmetlere ve gelir getirici fırsatlara erişimden mahrum bıraktığını, daha yoksul, daha az eğitimli, kırsal kesimde yaşayan ve kadın kullanıcıları orantısız bir şekilde etkilediğini belirtti. Granryd ayrıca bu marjinal grupların hayat pahalılığı krizi ve iklimle ilgili acil durumların artan sıklığı nedeniyle ek zorluklarla karşılaşacağını vurguladı. Granryd, dijital uçurumun daha da genişlemesini önlemek için acilen “dijital katılımın hızlandırılması” ve engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.